Bazı anlar elimizden gelenin en iyisini yaptığımızın farkında oluyoruz. Ancak buna rağmen aşılması gereken limitin yanına dahi yaklaşamadığımızı görüyoruz.
Bu limit bizi sınırlandırmalı mı? Tekrar tekrar aşamayacağımızı bildiğimiz bir hengamenin peşinde gitmeli miyiz sorusuna ben "hayır" demek istiyorum.
Üzerine çok düşünülen ancak hiçbir yanıt alamadan zihnimizi meşgul eden o kadar çok şeyle boğuşuyoruz ki her gün, her an; kendimizin sahip olduklarına göz gezdirmeye fırsat bulamıyoruz. Sahip olmadıklarımıza/olamayacaklarımıza takılıp kalıyoruz.
Kapkaranlık zihinlerimizin içerisinde bir ışık, hatta huzmesi arıyoruz ama ne yazık ki çok derindeyiz ve hedefimize ulaşmak için gereğinden fazla çabalamak bile bizi kurtaramayacak. En azından bu metnin yazarını. (ne diyon hacı?)
Böyle durumlarda belki de ne kadar derinde olduğumuzu kabul etmeli ve aydınlığa çıkmak için çabalamamız gerekiyordur. Zaten biz değil miyiz sürekli bir şeylerin peşinden koşan ve onları elde etmek için canımızı dişimize takan? NEDEN?
Bu sefer bekleyelim, o gelsin. Gelmeyecekse de, ne gerek varmış ki o zaman?
Böylesi gayet iyi...
Comments