top of page

İhtimaller

Yazarın fotoğrafı: Mustafa Halil TerekliMustafa Halil Terekli

Çok fazla ihtimal var. Her yerde.

Bu ihtimallerin olması gerektiğinden fazla olmasını kimileri "her zaman daha iyisini olduğunu bilerek yaşamak ve onu aramak ızdıraptır", kimileri ise "bu noktaya hayatımız boyunca bir kez daha gelme ihtimalimiz yok, neden en iyisini elde etmeye çalışmayalım ki" şeklinde yorumluyor.

Bu kimileri, kimdir? Orasını karıştırmayalım.


Hayatı kaçırma korkusu tetikliyor olabilir bu hissi. Elimizin altında, garanti olarak gördüğümüz her şeyi yitirme korkusuna alternatif arıyor olabilir miyiz?


Böylesine paranoyak bir hayat sürmenin ne kadar zor olduğunun farkında değil miyiz, yoksa bu alışılagelmiş zorluk bizim için aslında bir kolaylık mıdır?


Sonuçta bilinmeze yapılan bi' yolculuk, bilinirlikten çok daha karmaşık ve tahmin edilemez bir yapıya sahipken, içimizdeki umut ışığı o karanlığı yeneceğimiz inancını tetikliyor olabilir.


Ancak o ışığı göğsümüzde taşımaz ve ileride gördüğümüz aydınlığa doğru giderken, orada olduğunu sandığımız ancak olmayan merdivende tökezlediğimiz gibi bir boşluğa düşmez miyiz?


Belki de şansımız yaver gider ve dengemizi koruyabiliriz, peki ya tutunacak bir yer arayıp aslında onun da olmadığını fark edersek ne olur?


DÜŞERİZ. Ve bu o bilinmezlik içerisinde istediğimiz en son şey olsa gerek, eğer beklenmedik yerlerden darbe alma tutkunu bir yapıya sahip değilsek. En azından ben öyle değilim.


Bilinirden gelmesi beklenen tutarsız davranışlar, bilinmezden gelecek olan tutarlı davranışlardan daha mı çok acı verir yoksa tam tersi mi olur, orası farklı bir zaman diliminde tartışılır.


Sonuçta ölmek için doğmuyor muyuz zaten?

Bu hayatta tüm yaptıklarımızın bütünü sonumuza hazırlık değil mi?


Kimisi bunu hayatın tadını çıkartarak yaparken, kimisi ise bilinire gözlerini kırpmadan ve onu aklından çıkarmadan yolculuk yapıyor.


Ne olursa olsun, umarım her iki yolculukta da manzaramız güzel olur ve o uçsuz bucaksız sandığımız tümseğin sonunda masmavi denizle güneşin kavuşuşunu görürüz ufukta.


Bu yazıyı, şimdilik yazdığım ufak bir şiirle bitiriyorum.


Teşekkürler.


what kind of suffering is that, does it equal to the bird, learned it will loose its wings, or lion, he can never roar again.
29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Şöyle Ki

Bundan önceki yazılarım hep aklıma o an içinde gelen genel geçer şeylerden oluşuyordu. Bunun da farklı olacağını söylemem kesinlikle...

Karşımıza Çıkan

Şunu öğrendim ki bazı şeyleri ne kadar dikkatli bir şekilde mercek altına alır, zihnimize bir şekilde kodlarsak o şeyler yemeden içmeden...

Hisler Üzerine

Nelerden, nasıl bir düzende bahsetmek gerek hiçbir fikrim yok. Neyi nasıl yazacağımı da bilmiyorum açıkçası ancak yazmanın faydaları...

Comments


Yazı: Blog2_Post
  • Instagram
  • Twitter

©2025, Mustafa Halil Terekli

bottom of page